ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

SARUHANLI

SARUHANLI İLÇE TARİH
Saruhanlı adından ilk kez Cevat Paşa Tarihi’nde söz edilmektedir.(1754) İlçenin aydınlığa kavuşmuş tarihi Kurtuluş Savaşı ile başlar. 1918 yılında 150 haneli bir köy olarak görülen ilçe merkezi, 7 Eylül 1922 tarihinde düşman işgalinden kurtulmuştur. Verimli topraklara sahip olması, kısa zamanda nüfusun artışını sağlamıştır.
1945 yılında Bucak Teşkilatı, 1953 yılında bugün Yılmaz Mahallesi diye anılan ve o tarihte 100 haneli bir köy olan Yılmaz Köyü ile birleştikten sonra Belediye Teşkilatı kurulmuştur.
1 Nisan 1959 tarihinde çıkarılan 7033 Sayılı Kanunla Saruhanlı merkez olmak üzere, İlçe teşkilatı kurulmuştur.
SARUHANLI İLÇE COĞRAFYA
İlçe, düz ve verimli bir arazi olan Gediz Ovası üzerinde yer alır. Yüz ölçümü 890 kilometrekare, denizden yüksekliği 43 metredir. Akdeniz iklimi etkisinde olup yazları kurak ve sıcak, kışları ılık ve yağmurludur.
Kuzeydoğu ve doğusunda Akhisar, Gölmarmara; kuzeybatısında Kınık; güneyinde Turgutlu, Ahmetli; güneybatısında Manisa ile sınırdır.
İzmir-İstanbul Devlet Karayolu ilçe topraklarını ikiye böler. Ayrıca Devlet Demiryollarının İzmir-Bandırma, İzmir-Ankara hattı İlçemiz merkezinden geçmektedir.
SARUHANLI İLÇE NÜFUS
TÜİK 2011 yılı ADK Sistemi sonuçlarına göre
İlçemiz Merkez, Belde ve Köy nüfusları


İDARİ BİRİM ADI
T O P L A M
SARUHANLI (MERKEZ)BELEDİYESİ
15364
B E L D E L E R
DİLEK BELEDİYESİ
2269
GÖKÇEKÖY BELEDİYESİ
1593
GÜMÜLCELİ BELEDİYESİ
1375
HACIRAHMANLI BELEDİYESİ
3035
İSHAKÇELEBİ BELEDİYESİ
1595
KOLDERE BELEDİYESİ
3438
KUMKUYUCAK BELEDİYESİ
702
MÜTEVELLİ BELEDİYESİ
2960
NURİYE BELEDİYESİ
1211
PAŞAKÖY BELEDİYESİ
1861
HALİTPAŞA BELEDİYESİ
2844
ALİBEYLİ BELEDİYESİ
1187
BÜYÜKBELEN BELEDİYESİ
2892
K Ö Y L E R
ADİLOBA
778
APAK
379
AYDINLAR
187
AZİMLİ
761
BAHADIR
174
ÇAKMAKLI
298
ÇALTEPE
315
GÖZLET
388
HACIMUSA
165
HATIPLAR
369
KAYIŞLAR
535
KEMİKLİDERE
813
KEPENEKLİ
301
KOYUNCU
148
LÜTFİYE
799
PINARBAŞI
129
SARIÇAM
364
SARISIĞIRLI
44
SEYİTOBA
404
ŞATIRLAR
251
TAŞDİBİ
779
TİRKEŞ
988
YENİOSMANİYE
185
BEDELLER
216
ÇAMLIYURT
162
ÇINAROBA
299
ÇULLUGÖRECE
610
DEVELİ
690
HEYBELİ
486
İLÇE TOPLAMI
54.343
SARUHANLI İLÇE EKONOMİ
SARUHANLI İLÇE TARIM VE HAYVANCILIK
İlçemizin ekonomisi tarıma dayalı olup, nüfusun % 80’i tarımla uğraşmaktadır. İşletmeler, genelde sadece tarım kolunda faaliyet gösteren küçük aile işletmeleri şeklindedir. Mera alanlarının dar olması hayvan yetiştiriciliğinin yapılmamasının başlıca nedenidir.İşletme başına ortalama 6-7 parselde yaklaşık olarak 45 dekar arazi düşmektedir. Bu arazilerden işletmenin elde ettiği yıllık gelir ise yaklaşık 7.200,00 YTL civarındadır.
İlçemizde 6 çeşit ana ürün [zeytin, bağ, tütün, buğday, mısır ve sebzecilik (domates, biber, hıyar)] ekili-dikili alanların büyük bir bölümünü kapsamaktadır.
Genel olarak zeytin, tütün ve buğdayın bir kısmı kuru tarım arazilerinde, diğerleri ise sulu arazilerde yetiştirilmektedir. Ancak son yıllarda yaşanan kuraklık ve buna bağlı olarak sulama kanallarına kısa süreli su verilmesi, basınçlı sulama sistemlerinin yaygınlaşması ve kredi imkanlarının artması gibi nedenlerden dolayı sulu tarım arazilerinin miktarında artış gözlenmektedir.İklim özellikleri nedeniyle İlçemizde yılda 2 ürün almak mümkündür. Genel olarak buğdaydan sonra mısır ve hayvancılık işletmesi olanlar da yem bitkileri ekimini tercih etmektedirler.
İlçemizde son yıllarda özellikle sebze ekilen alanların artması nedeniyle kuru domates, közlenmiş biber ve turşu gibi alternatif değerlendirme şekillerine yönelinmiştir.
Ayrıca yetiştirilen zeytinler salamura ve zeytinyağı olarak, şaraplık üzümler de şarap olarak değerlendirilmektedir. Bunlara bağlı olarak tarıma dayalı sanayi hızlı bir gelişme göstermiştir. Son dönemde kuru domates işleme, zeytinyağı, zeytin işleme ve paketleme, şarap ve konserve fabrikaları kurulmuştur. Bu işletmelerin bazılarında Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi kapsamında ekonomik yatırımlar yapılmıştır.
Kuru/salçalık domates, turşuluk hıyar ve biber, organik ürünler ve şaraplık üzümlerde sözleşmeli yetiştiricilik modeli uygulanmaya başlanmıştır.
2011 yılında pamuk ekim alanlarında artış olmuştur. Mısır yetiştiriciliği yapılan alanların bir kısmında pamuk üretilmeye başlanmıştır.
2011 YILI ÜRÜN BAZINDA ARAZİ DAĞILIMI
Ürün Çeşidi
Alanı (Da)
Bağ
85.000
Pamuk
14.000
Hububat
63.700
Tütün
26.800
Zeytin
113.000
Domates
10.600
Hıyar
4.000
Biber
9.800
Kavun
4.500
Karpuz
1.500
Diğer Sebzeler
1180
Yem Bitkileri
4.500
Meyve
1.000
Mısır
49.700
TOPLAM TARIM ALANI
389.280
Çayır-Mera
14.280
Orman
301.700
Yerleşim Yeri ve Kullanılmayan Alan
42.885
TARIM DIŞI ARAZİ TOPLAMI
358.865
* İlçemizdeki tarım arazilerinin 256.111 dekarı sulu, 118.889 dekarı kuru tarım arazisidir.
2011 YILI ÜRÜN BAZINDA TARIMSAL ÜRETİM MİKTARLARI
Ürün Adı
Üretim (Ton)
Pamuk
4.500
Kuru Üzüm 45.590
Tütün
2.488
Hububat
26.962
Dane Mısır
69.375
Silaj Mısır
48.400
S.Zeytin
2.100
Y.Zeytin
10.000
Domates
79.600
Kavun-Karpuz
23.800
Hıyar
15.000
Biber
32.320
TOPLAM 360.135
2011 YILINDA YAPILAN DESTEKLEME ÖDEMELERİ
2010 Yılında Çiftçi Kayıt Sistemine 6433 çiftçinin kaydı yapılmış olup, bu çiftçilere ait 318.984,011 dekar arazide yaptıkları üretimler karşılığında 2011 yılı içerisinde 2.421.169,76 TL Mazot - Kimyevi Gübre destekleme ödemesi yapılmıştır.
2010 yılı ürünü Kütlü Pamuk Desteklemesi olarak 180 çiftçiye ürettikleri 2,196,353 kg kütlü pamuk karşılığı olarak 936.751,61 TL ödeme yapılmıştır. Ayrıca 2010 ve 2011 yılında mısır yetiştiriciliği yapan 1172 çiftçimize 60.239,689 kg. dane mısır karşılığı olarak 2.406.850,72 TL ödeme yapılmıştır.
2010 yılında zeytinyağı üreticileri ile yem bitkisi yetiştiriciliği yapan çiftçilerimize 2011 yılında destekleme ödemeleri yapılmış olup, zeytinyağı üreticisi 63 çiftçimize 172.869,9 kg zeytinyağı karşılığı 51.859,47 TL, 102 yem bitkisi üreticimize ise 2.940 dekar alanda yaptıkları üretimden dolayı 131.953,80 TL destekleme ödemesi yapılmıştır.


2010 yılında Organik Tarım ile iyi tarım üretimi yapan çiftçilerimize 2011 yılında destekleme ödemeler yapılmış olup, Organık Tarım üreticisi 108 çiftçimize 8.470,425 dekarda yapmı oldukları üretim karşılığında 2011 yılında 211,760,63 TL,2 iyi tarım üretimi yapan çiftçimize 415,627 dekar alanda 8.312,54 TL ödeme yapılmıştır.
2010 yılında Arıcılık yapan 15 üreticimize toplam 969 koloni karşılığı toplam 8.312,54 TL ödeme yapılmıştır.
2010 yılında sertifikalı tohum kullanan 81 çiftçimize, 2011yılında 4.387,460 dekar alanda toplam 21.937,38 TL ödeme yapılmıştır.
2010 yılında sertifikalı fidan kullanan 67 çiftçimize, 2011 yılında 132.772 dekar alanda toplam 131.721,70 TL ödeme yapılmıştır.
2010 yılında 102 yem bitkisi üretimi yapan çiftçimize 2.940 dekar alanda 131.953,80 TL ödeme yapılmıştır.
İLÇEMİZDE BULUNAN FABRİKA VE İŞLETMELER


Fabrika
Sayısı
Çalışan sayısı
Kuru Meyve
5
1.250
Meyve-Sebze İşleme
10
900
Çırçır(Pamuk işletmesi)
8
110
Süt ve Mamulleri
4
35
Zeytinyağı Fabrikası
18
70
Ekmek Fırını
20
80
Viyol Üretimi
2
29
Tarım Alet ve Makn.Üret. İş.
4
40
Yemek Fabrikası
3
29
Un ve Unlu Mamuller
9
37
Yumurta Üretimi
2
178
Et ve Et Mamülleri Üretimi 1 3
Alkollü İçecek Üretimi 2 27
T O P L A M
88
2.788
SARUHANLIMIZ
COĞRAFİ KONUMU: Saruhanlı düz ve verimli bir ova olan Gediz ovasında yer alır, Gedizin önemli bir kolu olan Kumçay´ı ilçenin kenarından geçer İlçe Ege´yi İstanbul´a bağlayan İzmir-İstanbul karayolu üzerindedir Manisa ya 19 KM Akhisar a 33 km uzaklıktadır İlçenin yüz ölçümü 890 km2 Denizden yüksekliği 43 m.dir İlçede Akdeniz iklimi mevcuttur.
EKONOMİ: Halkın baş1ıca geçim kaynağı tarımdır. Toprak sahipleri tarım yaparken, toprağı olmayanlar da bu sektörde işçi olarak çalışmaktadır Hatta hasat zamanlarında dışarıdan mevsimlik tarım işçisi gelmektedir. Verimli toprak, uyumlu iklim, gübreleme ye sulama imkanı, çiftçilerin bilinçli çalışmaları ile birleşince bölgede ortaya polikültür bir tarım ortaya çıkmaktadır. Yetiştirilen ürünler içinde tütün, pamuk, çekirdeksiz kuru üzüm ve zeytin önemli yer tutmaktadır. Toplam 59.801 hektar tarım arazisinin 14.350 hektarında sulu, 45.551 hektarında kuru tarım yapılmakta dır. 1. ve 2.sinif arazilerde üzüm, pamuk, mısır ve domates ziraati 3.4 ve 5.sınıf arazilerde hububat, tütün ve zeytin ziraati yapılmakta dır. İlçede yetiştirilen ürünlerin miktarları ekiliş alanlar, birim verimleri aşağıda çıkartılmıştır.
ÜRÜN ADI
ÜRETİM ALANI (dekar)
VERİM ÜRETİM (Dk I Kg)
ÜRETİM(Ton)
Tütün
170000
65
11.000
Pamuk
110.000
300
33.000
Hububat
90.000
300
27.000
üzüm (Kuru
49.000
400
19.600
Sebze - Meyva
7.000
3500
24.500
Zeytin
430.000 (Agaç
35
15,000


İlçede yukarıda yazılı ürünlerin dışında susam, ayçiçeği, meyva, karpuz, kavun, cayır mera ve yem bitkileri de üretilmekte dir
İlçede sanayi son yıllarda hızlı bir gelişme eğilimi göstermektedir. özellikle son iki yılda bir konserve fabrikası, bir iplik fabrikası ve bir üzüm işletmesi hizmete açılmış dır üretilen ürünlerin %90´ lık kısmı ihraç edilmektedir
Özellikle kuru üzüm ihracatı ilçe için önemli bir gelir kaynağıdır Bölgenin en kaliteli üzümünü yetiştiren Saruhanlı´da sulanabilir toprakların ancak %30´unda bağcılık yapıldığı hesaplandığında ilçenin bağcılığın geleceği acısından ülke için önemli bir potansiyel olduğu görülmektedir İlçede 10 çırçır fabrikası, 3 çırçır evi olup, pamuk Tariş ve özel sektör tarafından üreticiden alınmaktadır Bölge önemli bir pamuk üreticisi olmasına karşın, ilçede bugüne kadar pamuğu iplik yapan bir iş1etme bulunmamakta idi. Ancak şu anda topraktan tüketiciye sürekli kalite felsefesi ile üzün piyasasında gelişen Pagmat, aynı felsefeye bağlı olarak, 30.000 iğlik modem bir iplik fabrikası kurulmuştur en son teknoloji ile kurulan fabrikada yılda 500 tona yakın ceşit1i karışımlarda iplik üretilecek ve 200´ün üzerinde istihdam sağlanmaktadır
İlçede uzun süreden beri faaliyet gösteren Pagmat üzüm işletmesinden sonra yeni olarak Osman Akça üzüm işletmesi de faaliyete geçmiştir
İlçede Tariş´e ait 1 Pamuk Tarım Satışı, 1 Üzüm Tarım Satışı, 1 Esnaf Kefalet, 13 Tarım Kredi, 1 Tüketim, 3 Taşıyıcılar Kooperatifi bulunmaktadır Ziraat Bankası, İş Bankası, Denizbankı ve Akbank olmak üzere 4 banka şubesi ilçede faaliyet göstermektedir Her hafta Salı günleri ilçe merkezinde pazar kurulmaktadır İlçede önemli ölçüde orman varlığı bulunmakta olup, ormanların çoğunu genç ormanlar oluşturmaktadır. Tütünün bir kısmı Tekel, bir kısmı da tüccar tarafından alınmaktadır Üreticinin elinde tütün dahil hiçbir bir ürün kalmamaktadır. İlçede 10 adet zeytinyağı fabrikası vardır. Bölgede üretilen zeytinin %70´i yağlık, %30´u ise sofralık olarak değerlendirilmektedir İlçede Ab-Ad başta olmak üzere 20´ye yakın tarım aletleri üreten atölye bulunmaktadır Saruhanlı Belediyesi ilçede sanayi yatırımlarının artması ve ovaya düzenli yerleştirilmeleri ile, ticaretin gelişmesi için önemli çalışmalar yapmaktadır .Ayrıca ilce merkezinde ticari alanlar çogaltılmış, ilce tarihinde ilk kez ada düzenlemesi yapılarak, yeni caddeler açılmış, bütün çarşının altyapısı tamamlanmış, üst yapısı da baştan aşağıya yeniden düzenlenmektedir. Bugüne kadar özellikle ticari acıdan Manisa ile Akhisar arasına sıkışıp kalan Saruhanlı´da son 3 yılda ticaret hızla gelişmeye başlamış ve tarımdan sonra ikinci geçim alanı haline gelmiştir Bu hızın, yapılan yeni dükkanlarla giderek artacağı gözlenmektedir İlçede eskiden, çevre ilçelere göre kültür ırkı yönünden kalabalık ve randımanlı hayvancılık yapılırken, süt fiyatlarının düşük olması, yem fiyatlarındaki artişlar, mera ve otlakların tarıma açılan topraklar nedeniyle azalması hayvan sayısının son yıllarda azalmasına yol açmıştır. Ancak yine de yerli sığır üretimi terkedilmekte ve kültür ırkına geçilmektedir. İlçedeki hayvan varlığı aşağıya çıkarılmıştır. (Rakamlar 1996 yılı sonuçlarını yansıtmaktadır.)
Cinsi
Sayısı
İnek
3600
Büyükbaş hayvan diğer
1200
Koyun
18000
Keçi
7300
Küçükbaş hayvan diğer
7900
Yumurtalık tavuk
70000
Etlik Tavuk
380000
İlçe Tarım Müdü1üğümüzce yapılan suni tohumlama calışmaları sürmektedir.
Üreticiler ürettikleri sütleri genellikle piyasadan en büyük alımları yapan Pınar Süt ve Mis Süte satmaktadırlar. İlçede tavukçuluğun önemli ölçeklere vardığı da söylenebilir. Bütün kasaba ve köylerin tapulama işlemleri tamamlanmıştır.
İlçede 1997 yılı ortası itibari ile 3359 vergi mükellefi bulunmakta olup, 1996 yılında tahakkuk ettirilen toplam vergi miktarı 532.359,847.000 TL., tahsil edilen toplam vergi miktarı ise 478.450,963.000 TL~ dır.
NÜFUS: İlçenin toplam nüfusu 72,093 , bunu 12,977 merkezde yaşamaktadır
İDARİ DURUM: İlçeye bağlı 13 kasaba, 290 köy vardir.Halitpaşa, Mütevelli, Koldere, Alibeyli, Büyükbe1en,Nuriye, Hacırahmanlı, İshakçelebi,Gökçeköy,Paşaköy,Gümü1ce1i, Dilek ve Kumkuyucak kasabalarından oluşan 13 Belediye ile Türkiye´de en çok Belediyesi olan ilçelerden biridir. İlçede bütün yerleşim yerleri birbirine yakın ve toplu olup sadece Bedeller Köyü ne bağlı olarak Asaklar Mezrası vardır.
SARUHANLI TARiHi: Saruhanlı´nın kesin kuruluş tarihi bilinmiyorsa da (1313-1437) Saruhan Beyliği döneminde kurulduğu düşünülmektedir. Bölgeye ilk yerleşenler göçebelik geleneğinden geliyordu. Ama giderek yerleşik yaşama alıştılar ve toprağa bağlandılar. Tarımla uğraşmaya başladılar. 1437´den sonra bölgede Osmanlı yönetiminden düzenli bir yaşam başladı. 17. Yüzyıldan başlayarak Saruhan Sancağının Karaosmanoğlu ailesinin nüfusuna girmesine değin yöre halkı eşkiyaların baskısıyla sürekli tedirgin yaşadı. Eşkiyalar köyleri basıyor, yiyecek, giyecek ve hayvanları toplayıp yaşadıkları dağlara dönüyorlardı. Eşkiyaların dışında bölgenin gelişmesini engelleyen yangın, bulaşıcı hastalıklar, kuraklık Gediz Nehrini ve Kumçayı´nın taşması ile oluşan doğal afetler de bölgeden hiç eksik olmadı.
Sevr antlaşmasından sonra Yunanlılar önce İzmir´i, sonra da (26 Mayıs 1919) Manisa´yı işgal ettiler. Saruhanlı´ların büyük direnci yüzünden, Saruhanlıya ancak 14 ay sonra 1920 Haziranında girebildiler. 7 Eylül 1922 ´de işgalden kurtulan bölgeye Balkan ülkelerinden ve doğudan gelen Türk göçmenleri yerleştirilmeye başlandı. Çevrede yaşayan az Sayıdaki Rum da yöreden ayrıldı. Saruhanlı topraklarının verimli olması ve boş olması nedeniyle bölgeye sürekli bir göç yasandı. 1940 yılına kadar uygulanan bir yas da bu göçü hızlandırmıştır. Bölgeye gelen her kişiye on dönüm tarla veriliyordu.
BİR ÖYKÜ
İşgalden önce Saruhanlı İlçe merkezi bugünkü Saruhan mahalesinin olduğu yerde kurulmuş 100 hanelik bir köy idi,Yılmaz Mahallesi Yılmaz (tatar) köyü olarak bilinen oda yaklaşık 100 haneden oluşan bir köydü aralarında büyükçe bir mera yer almakta idi. İlçe nüfusunun çoğunluğu Türklerden oluşuyordu 3-4 hane kadar Rum vardı Yılmaz köyünde ise azınlık yoktu diğer taraftan Saruhanlı hudutları içinde bulunan hocalı (Papazlı)Mütevelli Koldere köyleriyle Manisa merkezine bağlı Karaağaçlı köyünde Rum ahali çoğunlukta idi İlçemizin kır kesiminde köylerde ise Türkler bulunuyordu.
İşgal öncesi ilçe halkı kendi halinde sakin bir hayat sürüyor, civardaki Rum ahali ile yanyana barış ve huzur içinde yaşıyorlardı.
İlçe halkının geçimi hayvancılık ve tahıl ziraatına bağlı idi. Genç nüfusun kısa aralarla sık sık silah altına alınması ve uzun süre askerlik yapmaları nedeniyle tarım çalışmalarına istenilen ölçüde katılamıyorlar,belli bir işte tutamıyorlardı. Bu nedenle halk fakirdi. Türk ahali arasında esnaf sanatkarda yoktu ve yeterli bir eğitimde göremiyorlardı.
Rumlar ise askerlik yapmadıkları için kendi işleriyle daha yakından ilgilenme fırsatı bulabiliyorlardı. Bu nedenle Rumlar tarım ve ticarette zenginleşmişler di çevredeki bağ ve bahçelerin çoğunluğu rumlara aitti hatta
Mütevelli’den çevre köylerin sebze ihtiyacını dahi karşılıyorlardı. Rumlar ve yerli Türkler çok iyi bir yaşantı için dost olarak yaşıyorlardı.
Bu durumlara ilk tepki bu günkü çarşı camiinin sağ yanındaki mahalle mektebinin öğretmeni Nevrekoplu Sabri efendiden geldi. Öğrencilerine ve ahaliye rum esnaftan alışveriş yapmamalarını öğütlüyor bizzat bu durumu yakından takip ediyordu. Yerli halka ticaret ve sanatla uğraşmalarını telkin ediyordu.
Osmanlı devleti, daha balkan harbinin yaraları sarılmadan birinci dünya savasına girdi. Seferberlik ilan edildi. İlçemizin en gözde delikanlıları vatan savunması için çeşitli cephelerde çarpışmak üzere silah altına alındılar. Savaşın sonunda müttefik devletler yenildiği için Osmanlı devleti de yenik sayılıyordu 30.Ekim.1918 de Mondros mütarekesi yapıldı. Türk ordusu tehris edildi. İlçemizden giden gençlerin büyük bir kısmı şehit olmuşlardı. Geri dönenlerde tekrar milis kuvvetlerine katıldılar.
Osmanlı devleti Mondros tan sonra Sevr Antlaşmasını imzalamaya zorlandı. Bu antlaşmanın 7.maddesine göre düşman lüzum gördükleri yerleri işgal edebileceklerdi. Bu fırsatı kaçırmayan Yunanlılar 15.Mayıs.l9l9 da güzel İzmir’imize ayak bastılar. Bu işgalle beraber ilçemizde Türklerle yıllarca yan yana barış içinde birlikte yaşayan Rumların davranışlarında değişiklikler ortaya çıkmaya başladı. Büyük bir şımarıklık içinde Türklere karşı cephe alarak onlara baskı yapmaya, onların can, mal ve namuslarına saldırmaya başladılar. Civardaki rum gençleri işgalci Yunan ordusuna asker oluyor ve onlara yol gösteriyorlardı. Bu durum Türkler arasında büyük bir tepki ile karşılanıyor, milli mücadele için yepyeni bir ruhun oluşmasına neden oluyordu.
İzmir’e giren Yunanlılar yayılma ve işgal politika gereği Ayvalık, Aydın ve Manisa ya doğru üç koldan ilerlemeye başladılar. Menemen boğazı ve Sabuncu belli geçidi üzerinden 26.Mayıs.1919 Pazar günü Manisa’ya girerek işgal ettiler. Bunun üzerine Manisa merkezindeki vatanperverler taşraya akın etmeye başlamışlar, dalga dalga köylere ve ilçelere dağılarak halkın kendi kaderini eline alması için teşkilatlar kurulmasına yardım ettiler. Manisaya çok yakın olan Saruhanlı ve çevresinide bu vatan sever isimsiz kahramanlar ziyaret edilmiş ve mahalli çapta teşkilatlanma başlatılmıştır.
Halitpaşa ilk defa halkı teşkilatlandırma çabasında bulunmuştur. Halitpaşa´yı çiftliğinin rum köylerine yakın olması onu civardaki köyleri uyarmaya zorlamışdır..
Daha sonra ilçeye gelen Dere köylü Mehmet bey mahalli çete teşkilatlarını kurmaya başladı.
Dereköylü Mehmet beye yardım ederek Kuvay -i milliyenin mahalli gelişmesine hizmeti dokunanlar, Şerif ağa, Hacı Kara Hüseyin, Hasan Çavuşoğlu, Halil ağa ve Nifli Halil efendilerdir. Yılmaz köyünden Arap Apti ile öküz Mehmet milliyetçi çete başı Dere köylü Mehmet beyle temas halindeydiler. Bunlara isimlerini tesit edemediğimiz isimsiz kahramanları ilave etmemiz gerekir. Gerek içerdekiler gerekse dışarıdan gelen kuvay-ı milliyeciler köyün eşrafından Hasan çavuş oğlu Halil ağa tarafından doyurulmuşlardır. İlçemizdeki kuvay-ı milliyeciler Akhisar´daki kuvayı milliyecilerle devamlı temas halindeydiler.
İşgalci Yunanlılar ilk defa civardaki rumların çoğunlukta oldukları Karaağaçlı Mütevelli ve papazlı köylerine karargah kurudular, kendi kuvvetlerini yeterli görmeyen Yunanlılar rum gençlerini de silah altına aldılar
Yunanlılar Haziran ayının ilk haftasında Tirkeş boğazında Akhisar çeteleri tarafından yolları kesilince teretdüte düşerek ilk çıkış noktası olarak karahgahlarına dönmek zorunda kaldılar ve orada cephe tuttular. Bu olaylar sırasında kuvayı milliyeciler Koyuncuda alay karargahını kurdular. Kurulan alayın amacı düşman ilerleyişini engellemek, Türk köylerini savunmak ve gerideki kuvvetlerimize zaman kazandırmaktı. Kurulan alay ilk iş olarak asker yazmaya başladı. Sivil halk gönüllü olarak bu alaya yazıldılar. Alayın silah ve cephane ihtiyacı İstanbul dan Akhisar yoluyla temin ediliyordu. Alay kuruluşunu tamamladıktan sonra düşman karargahlarına ve rum köylerine karşı cephe tutmaya başladı. Koyuncudaki alayın kurulan cephelerle telefon bağlantısı sağlandı. Alayında ikinci bir kuvveti de Belen deydi. Orası ile de telefon bağlantısı vardı. Koyuncu alayındaki santral 6 abonelikti geride Akhisar daki komutanlığa bağlıydı. Telefonun başında Nuriye’li Tunalı Osman vardı. Koyuncuda uzun süre kalarak alayın kuruluşunda etkin rol almıştır. Koyuncu alayı düşmana karşı şu cepheleri tutmuştu.
Saruhanlı ve Yılmaz çephesi
Bu cephenin kuvayı milliye kumandanı Dere köylü Mehmet bey Askeri komutanı ise Binbaşı Muharrem beydi. Hulisi bey, ön yüzbaşı ve makineli tüfek komutanı Ahmet bey Astsubay Abdulkadir, ihtiyat zabiti Gözletli Hasan efendi cephenin etkin kişileriydi.
Paşaköy cephesi
Bu cephenin başı Nasuh hoca.
Sarıçam cephesi
Burada Karaosman oğullarından süvari yüzbaşısı Bekir ağanın Osman.
Hacırahmanlı cephesi
Dereköylü Mehmet efendi Saruhanlı’ya yakın olduğu için bu cepheyide idare ediyordu.
Nuriye cephesi
Kumkuyucaklı Hüseyin bey.
Büyükbelen cephesinde
Arnavut Nezih bey bulunuyordu.
Bu çeteler arasında Dere köylü Mehmet bey Akhisar müfrezesi başı yarbay Sabri beyle devamlı temas halinde idi.
Bu bölgede cepheler oluşturulduktan sonra Mareşal Feyzi çakmak bir İngiliz genaraliyle beraber cepheleri teftişi için koyuncu köyüne gelmiş idi. İngiliz generali "Yunan ordusuna ne kadar dayanacaksınız?" diye sorduğunda Feyzi Paşa "kanımızın son damlasına kadar savaşacağız" diye cevap veriyor.
Yukarıda arz edilen cepheler kurtuluş gününe kadar mücadele etmişler ve düşmanın Manisa’dan sonra rahat ilerlemesine engel olmuşlardır. Çete savaşları şeklinde devam eden mücadelenin en güzel örneklerini Saruhanlı merkezinin güneyinde yer alan çiftliğinde Karaosmanoğulları’ndan Halit paşa 23.Haziran.1919 da 30 ila 40 arkadaşıyla beraber çiftliğe yerleşmişler. Halit paşa büyük bir vatanperverdi. Kendisini köylülerde çok severdi. Bu nedenle kendisini sevenler etrafına kenetlenmiştir. Bir gece çiftliği bir Yunan taburu tarafından sarıldı. Uzun ve kanlı çarpışmalar yapıldı arkadaşları Halil paşaya "Çekilelim" dediklerinde “Ben düşmana arkamı dönmem”diyor ve cephanesi bitinceye kadar savaşmış, şehit düşmüştür. Halit paşanın şehit edilerek başının kesilişi Türkler tarafından nefretle karşılandı.
Bundan sonra çete muharebeleri bütün şiddetiyle ve Köylerden çetelere katılanların sayısı da hızla artı. Karaağaçlı Beydere ve Tilki köyünde cephe kuran düşman kuvvetleri Haziran ayının son haftasında Yılmaz(Tatar) köyüne saldırıya geçti. Yılmazda cephe kurulması bu tarihe rastlar. Yılmaz’a saldırı olacağı halka duyuruldu. Kuvayı milliyeci Dereköylü Mehmet ve çeteler Yılmazın Üst Kısmını Tuttular.
Çetelere Yılmazdan Katılanlar Şunlardı
Arap Apti, Öksüz Mehmet, Kör Şaban, İncenin Halil, İbrahim Tüysüz, Ahmet Berber, Mehmet Uzun, Hasan Koca, Hasan Veli, Dayının Osman Çakır, Halil Araplının Mustafa’nın Mehmet Sivaslı Mehmet Ali, Ethem´lerin Ahmet, Çeliklerin Mehmet Ali, Tüysüzlerin Kara Aslan , Hüseyin, Cin Ali’nin Mehmet, Öksüz Mehmet’in Oğlu Nuri, Ali Oğlu Mustafa Arap Cemal, Ahmet Çavuş ,Kara Hocanın Osman,
Çeteler yavaş yavaş kuvvetleniyor´du. Sayıları böylece 300 ü bulmuştu.
Köyde toplanan çetelerin piyade tüfekleri ve de iki makineli tüfekleri vardı. Makineli tüfeğin biri köyün üst kısmına yerleştirildi. İdaresi Aydın’lı Hurşit Çavuş’a verildi. Diğer makineli tüfek köyün alt kısmına yerleştirildi, burada makineli tüfeği Kapaklılı Ali Çavuş idare ediyor, şeritçiliğini Paşa köylü Musa yapıyordu. Makineli tüfekler Yüzbaşı Abdülkadir kumanda ediyor, Piyadelerin kumandası ise; Yüzbaşı Sakaryalı İbrahim Beydi. Çetenin başı Dere köylü Mehmet Beydi. Hafız Bey minareden düşman hareketini izliyordu.
Çatışma Yılmaz Köyünden Uzun Hasan’ın Arap mevkiinde şehit edilmesiyle başladı, karşılıklı siperlerden ateş durmadan devam ediyordu. Zaman zaman düşman Yılmaz istihkamlarını ele geçirme saldırıları yapsa da bunlar çeteler tarafından püskürtülüyorlardı. Yılmaz cephesi bu saldırılara yılmadan dayanıyordu. Düşman takviyesini durmadan arttırıyordu.Sisli bir Aralık sabahı saldırının şiddeti arttı .Bu sırada üsteki makineli tüfeği kullanan Aydınlı Hurşit yaralanır, makineli tüfek susar. Düşmanın top atışlarının şiddeti de artar.
İstikamda ki çeteler zor durumda kalırlar, telefondaki şahıs Koyuncuda ki alaya durumu şöyle iletir.”Çok zor durumdayız, istikamlar sıkıştı, alt taraf dan düşman gelmeye başladı”Çekiliyoruz” der ve verilen emre göre kuvvetler Saruhanlı’ya çekilerek mevzilenir. Çekilirken Yılmaz’dan Öksüz Mehmet’in Nuri vurulur. İstihkamlardan çetelerden vurularak çok şehit verilir. Bunlardan isimleri tespit edilenler şunlardır; Arap Cemal, Arabacı Hüseyin, Ali oğlu Mustafa, Feyzi oğlu Hüseyin, Ali Kızı Emine Dudu, Hacı Ömer Kızı Ayşe, Cin Ali’nin Mehmet, Osman oğlu Mustafa.
Yılmaz düşman saldırılarına karşı yılmadan kahramanca altı buçuk ay savunuldu. Çeteler Saruhanlı’ya doğru geri çekilirken Topal Hasan ve Pomak Şükrü makineli tüfekle düşmanın ilerleyişini durdurmuş ve çetelere zaman kazandırılmıştır. Daha sonra Topal Hasan makineli tüfeğin namlusunu alarak geri çekildi. Yılmaz’ı işgal eden düşman Saruhanlı ile Yılmaz arasına siper kazıyor, Saruhanlı bu esnada Papazlı’dan , Müteveli ve Karaağaçlıdan sürekli top atışına tutuluyordu. Düşmanın top atışına karşı halk evlerinin içine sığınaklar yapmıştı. Saruhanlı köyünün etrafı gayet ince tellerle çevrilmiş bu teller kırk adımda bir çan takılmıştır. Düşmanın gece gelmesi halinde ayaklarına takılın çanlar haber veriyordu. Düşmanın Saruhanlı’ya inmemesi için yedisinden yetmişine kadar bütün halk gece ve gündüz nöbet tutuyordu.
1920 yılının Haziran ayı sonlarında Saruhanlı’daki çeteler Akhisar müfrezesi ile irtibatlarına kaybediyorlar. Yunanlı’lar şosenin sağ tarafından başarı kazanarak ilerliyor,Bu sırada top atışları´da sıklaşıyordu. Saruhanlıda bir çok ev ve camide isabet alarak yıkılmıştı. Düşman çetelerin durumunu tespit etmek için siperlerin üzerlerinde keşif uçuşu yapıyorlar. Siperlerden uçağa ateş açılıyordu ve uçak düşürüldü. Uçağın düştüğü yere bu gün halk arasında Teyyare kesiti adı veriliyor. Düşman hücumunu sıklaştırdı,ve işgalden 14 ay sonra Saruhanlı’yı ancak ele geçirebildiler .
Çeteler Saruhanlı’yı terk ettiler. Gözlet , Hacırahmanlı’ya doğru çekiliyorlar.
Oradan Çerkez Osmaniyeye ve Kırkağaça geçip Savaştepe üzerinden Balıkesir cephesine katılıyorlardı. Daha sonra geri çekilen bu çetelere düşman Afyon’dan bozulup geri çekilirken onları kovalayarak İzmir’e doğru giderken Saruhanlı’ya bir daha uğramak nasip olundu.
Çeteler çekildikten sonra Saruhanlı’ya giren Yunanlılar Saruhanlı’ya Karakol kurarak yerleştiler. Karakolun başında Kara Çavuş adında biri bulunuyordu. Halka çok eziyet ediyordu. Yaşlı kimselerden oluşan 20-25 kişi toplayarak Manisa’ya esir olarak gönderdi. Esirler önce İzmir’e oradanda Urla’ya götürülüyorlardı, işgal edilen yerlerde düşman birbuçuk yıl kadar kaldı. Ne varki Türk Milletinin sinesinde bir Atatürk çıkarak İnönülerde, Sakaryalarda, Dumlupınarlarda düşmanı kesin yenilgilere uğratıyor. 30 Ağutos l922 de düşmana Afyon cepnesinde kesin darbe indiriliyor, mağrur düşman geldiği gibi gerisin geri kaçmaya başlıyordu. Mustafa Kemal’in “Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir. İleri” komutası üzerine süvarilerimiz ve piyadelerimiz düşmanı Ege Denizine doğru kovalıyordu.
İlçemizde düşmanın Afyon cephesinde bozulduğu şöyle anlaşılmıştır; Düşman Askerleri guruplar halinde İlçemizden Manisa istikametine doğru geçmeye başlıyorlar, burada yerli Rumlarda daha önce yaptıkları kötülükleri hatırlayarak eşyalarını toplamaya başlıyor. O sırada cepheden kaçan Yunan Askerleri ile dolu bir Tren Saruhanlı İstasyonunda duruyor.
Tren’den inen Yunan Askerleri İlçe merkezini yakmak ve yağmalamak istiyorlardı. Fakat İstasyonun biraz ilersindeki eski mezarlık mevkisine mevzilenen Yusuf Hoca, Tütüncü Mustafa’nın Yakup, Çoban Kazım, Demirci Ali Usta Askerlerin üzerine yaylım ateşi açtı, çatışma çıktı. Çatışma sırasında ikinci Asker Treni geldi, onlarda çatışmaya katıldı. Çatışmada Tütüncü Mustafa’nın Yakup, Çoban Kazım, Demirci Ali Usta şehit edildiler. Düşman askerleri Saruhanlı içinde çeteler var korkusuyla ilçeye girmekten vazgeçtiler ancak. Yunan askerleri çok kızdı, istasyondaki damları ve ot yığınlarını ateşe verdiler. Aynı Trenler Yılmaz geçidine geldiğinde çetelerden ethemlerin Ahmet, Çemiklerin Mehmet Ali, Tüysüzlerin Kara Osman, Ahmet Çavuş, Veli Dayının Osman, Karahocanın Osman, Kirazlı Ali ve arkadaşları tarafından yaylım ateşine tutular. Tren durmadan son hızla Manisa’ya doğru devam etti.
7 Eylül 1922 Perşembe günü ikindiye doğru biri onbaşı iki er üç kişi Saruhanlı’ya girdi. Halka Türk Askerini büyük bir çoşkunlukla karşıladı. Onbaşı düşmanın terk ettiği Karakola Türk Bayrağını çekti, halk onbaşı ve erlere ikramda bulunuldu. Perşembe günü gece yatsı vakti Osman Bey Komutasındaki süvari Alayımız geldi, bu gün Lisenin bulunduğu alana yerleşiler. Ve böylece Saruhanlı’nın Kurtuluşunu tamamlamış oldu.