Dindarlı köyünün (çarsak) yöresinde yanmış bir köy kalıntıları ve bu köye ait Buldan yolu üzerindeki mezarlık sonradan tarla haline getirilmiş. Bu mezarlıktaki taşlarda bulunan latince yazılar aynı köyün Kulu çeşmesi ve çevresindeki bina yıkıntıları burada bulunan bakır paralar, küpler, çeşitli testiler, buralarda İyonların veya lidyalıların egemen olduğunu açıkça belirtmektedir.
Emcelli köyünün doğu kesiminde ki sütmezli çeşmesi ve çevresindeki bina kalıntıları, buradaki dört köşeli bir kuyu kalıntısı, kayalara oyulmuş deniz araçlarını bağlama yerleri, şimdiki ovanın göl olduğunun delilleridir. Sarıgöl’ün şimdiki Pazar yerinde gemi bağlama yerlerinin var oluşu bunu kanıtlamaktadır.
Emcelli köyünün doğu kesiminde ki sütmezli çeşmesi ve çevresindeki bina kalıntıları, buradaki dört köşeli bir kuyu kalıntısı, kayalara oyulmuş deniz araçlarını bağlama yerleri, şimdiki ovanın göl olduğunun delilleridir. Sarıgöl’ün şimdiki Pazar yerinde gemi bağlama yerlerinin var oluşu bunu kanıtlamaktadır.
Sarıgöl ilçesi bugünkü yerine burada mevcut gölün kurutulmasından sonra kurulmuştur. Çünkü Saiyra (İZMİR) Magnesia (MANİSA), Sardes (SART), Filedelfia (ALAŞEHİR) ve Hiyerapolis (PAMUKKALE)’ye ulaşan kara yolu Sarıgöl’den geçmekte ve Sarıgöl bu yol üzerinde üçüncü konaklama yeri olarak kullanılmaktaydı. Recep AKINCI, eski Filetelfia (Alaşehir kitabından) ikinci yüzyılın sonlarına kadar başkenti Sart olan lidyalıların egemenliğinde kalan Sarıgöl çevresi daha sonra Romalıların eline geçti.
Roma imparatorluğunun 395’de ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma (Bizanslıların) eline geçti.1071’de Alpaslan komutasındaki Selçuklu ordularının Bizans’ı yenmesiyle Anadolunun fethinde Alaşehir ve Sarıgöl çevresi Selçuklu ordularının Bizansı yenmesiyle Anadolunun fethinde Alaşehir ve Sarıgöl çevresi Selçuklu hakimiyetine girmedi.Bağımsız bir tekfurlu alarak Selçukluların yıkılmasına kadar kaldı.Ancak 1393’de Osmanlı hükümdarı Yıldırım BEYAZIT’ın Alaşehir ve çevresini Osmanlı topraklarına katmasıyla Sarıgöl’de Osmanlı hakimiyetine geçti.
Roma imparatorluğunun 395’de ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma (Bizanslıların) eline geçti.1071’de Alpaslan komutasındaki Selçuklu ordularının Bizans’ı yenmesiyle Anadolunun fethinde Alaşehir ve Sarıgöl çevresi Selçuklu ordularının Bizansı yenmesiyle Anadolunun fethinde Alaşehir ve Sarıgöl çevresi Selçuklu hakimiyetine girmedi.Bağımsız bir tekfurlu alarak Selçukluların yıkılmasına kadar kaldı.Ancak 1393’de Osmanlı hükümdarı Yıldırım BEYAZIT’ın Alaşehir ve çevresini Osmanlı topraklarına katmasıyla Sarıgöl’de Osmanlı hakimiyetine geçti.
Halk arasında bir rivayete göre, Yıldırım BEYAZIT Sarıgöl ve çevresine yüksek bir yerden bakarken burası neresi diye sormuş. Komutanları ise attan inde gör demişler. O zaman Yıldırım tıpkı İNEGÖL (Bursa-İnegöl) demiş. O zamandan sonra buranın adı İNEGÖL olarak kalmış. Osmanlı topraklarına katılan Sarıgöl ve çevresi Yıldırım BEYAZIT tarafından komutanlarına zeamet arazisi olarak paylaştırılmış ve o zamanki adıyla üzüm ovası Dündar beye, Bereketli köyü çevresi Afşar aşiretine, Baharlar, Bahadırlar köyleri Bahadır beye verilerek buraları aşiretlerin iskanına tahsis edilmiştir.
Uzun yıllar Osmanlı imparatorluğunun Aydın sancağına bağlı bir zeamet beyliği olan Sarıgöl çevresi, 1. Meşrutiyetten sonra Alaşehir ilçesine bağlı bir köy, Balkan savaşından (1913-1916) sonra Belediyelik olmuştur.15 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesi ve Yunan ordularının içlere doğru ilerlemesi üzerine 23 Ağustos 1919’da Alaşehir’de Yarbay Muhittin Bey Başkanlığındaki toplanan ilk Kuavi Milliye Teşkilatına Afşaroğlu Mehmet bey, Alemşahlı köyünden Mazlum bey , Dindarlı köyünden Çavuş oğlu Hüseyin, Sarıgöl’den Hacı İsa oğlu Halil ağa, Arap Süleyman ve Halil Kardeşler, Özpınar (Cabertarar) köyünden Hacı Yitik temsilci olarak katılmışlardır.
Uzun yıllar Osmanlı imparatorluğunun Aydın sancağına bağlı bir zeamet beyliği olan Sarıgöl çevresi, 1. Meşrutiyetten sonra Alaşehir ilçesine bağlı bir köy, Balkan savaşından (1913-1916) sonra Belediyelik olmuştur.15 Mayıs 1919’da İzmir’in Yunanlılar tarafından işgal edilmesi ve Yunan ordularının içlere doğru ilerlemesi üzerine 23 Ağustos 1919’da Alaşehir’de Yarbay Muhittin Bey Başkanlığındaki toplanan ilk Kuavi Milliye Teşkilatına Afşaroğlu Mehmet bey, Alemşahlı köyünden Mazlum bey , Dindarlı köyünden Çavuş oğlu Hüseyin, Sarıgöl’den Hacı İsa oğlu Halil ağa, Arap Süleyman ve Halil Kardeşler, Özpınar (Cabertarar) köyünden Hacı Yitik temsilci olarak katılmışlardır.