MANİSA İLİ GÖRDES İLÇESİ
GÖRDES İLÇE TANITIM
GÖRDES MANİSA İLİNE BAĞLI BİR İLÇEDİR....
gördes
manisa gördes
gördes manisa
gördes resimler
gördes fotoğraflar
gördes manzaralar
gördes görüntüler
gördes tarih
gördes video
gördes spor
gördes yemekleri
gördes konut
gördes emlak
gördes arasa
gördes kiralık
gördes satılık
gördes araç
gördes konaklama
gördes turizm
gördes tarihi rserleri
gördes otel
gördes pansiyon
gördes yurt
gördes haber
gördes kültür
gördes iklim
gördes coğrafya
gördes ulaşım
gördes harita
gördes ekonomi
gördes ticaret
gördes sanayi
gördes tarım
gördes hayvancılık
gördes halıları
gördes kilimleri
gördes doğa
gördes dernek
gördes gezi
gördes tatil
gördes eğitim
gördes okul
gördes lise
gördes sağlık
gördes hastahanesi
GÖRDES İLÇE TANITIM
GÖRDES MANİSA İLİNE BAĞLI BİR İLÇEDİR....
gördes
manisa gördes
gördes manisa
gördes resimler
gördes fotoğraflar
gördes manzaralar
gördes görüntüler
gördes tarih
gördes video
gördes spor
gördes yemekleri
gördes konut
gördes emlak
gördes arasa
gördes kiralık
gördes satılık
gördes araç
gördes konaklama
gördes turizm
gördes tarihi rserleri
gördes otel
gördes pansiyon
gördes yurt
gördes haber
gördes kültür
gördes iklim
gördes coğrafya
gördes ulaşım
gördes harita
gördes ekonomi
gördes ticaret
gördes sanayi
gördes tarım
gördes hayvancılık
gördes halıları
gördes kilimleri
gördes doğa
gördes dernek
gördes gezi
gördes tatil
gördes eğitim
gördes okul
gördes lise
gördes sağlık
gördes hastahanesi
Gördes ismi yabancı kaynaklarda Guerdez olarak geçer. Evliya Çelebi Gördes'ten" Gördes şehri Köritöz" olarak söz eder. Halk arasında ise, bölgeye ilk yerleşen "Kördost"adlı göçebelerin adının zamanla Gördes'e dönüştüğü ve bölgenin isminin buradan geldiği anlatılmaktadır. Gördes, sırasıyla Perşler, Makedonyalılar, Romalılar ve Bizans İmparatorluklarının egemenliklerinde kalmış,
1071 Malazgirt zaferinden kısa bir süre sonra Türklerin eline geçmiştir. Selçuklu devleti'nin yıkılmasından sonra Saruhanlı Beyliğinin sınırları içinde kalmış, 1641 yılında Gördes'ten geçen Evliya Çelebi'nin belirttiği gibi; Büyük İskender tarihinden sonra Yankoa Kralının Veledi Nakiplerinden Köritöz adlı kral'ın elinden Saruhan oğlu Yakup han tarafından fethedilmiştir. Bedesti Ulaş Bey'e daha sonra Yakup Şah'ın Kızının nikahı sonrasında çeyiz yoluyla Yıldırım Beyazıt Han'ın eline, dolayısıyla Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır.
1071 Malazgirt zaferinden kısa bir süre sonra Türklerin eline geçmiştir. Selçuklu devleti'nin yıkılmasından sonra Saruhanlı Beyliğinin sınırları içinde kalmış, 1641 yılında Gördes'ten geçen Evliya Çelebi'nin belirttiği gibi; Büyük İskender tarihinden sonra Yankoa Kralının Veledi Nakiplerinden Köritöz adlı kral'ın elinden Saruhan oğlu Yakup han tarafından fethedilmiştir. Bedesti Ulaş Bey'e daha sonra Yakup Şah'ın Kızının nikahı sonrasında çeyiz yoluyla Yıldırım Beyazıt Han'ın eline, dolayısıyla Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır.
23 Ocak 1940 tarihinde eski (aşağı) Gördes'te şiddetli bir toprak kayması olmuş, yabancı uzmanlarca yapılan çalışmalar sonucu 1948 yılında bugünkü yerleşim, yeni ilçenin kurulması çalışmalarına başlanmış ve şehir 1948 yılında yeni yerleşim yerine taşınmıştır. Gördes'in yeni yerleşim yerine nakli ile ilgili olarak
09.01.1950 tarihli 5511 sayılı,06.06.1952 tarihli ve 5948 sayılı yasalar çıkarılmıştır. (Her iki yasa 27.10.1988 tarih ve 3488 sayılı kanunla yürürlükten kaldırılmıştır.) Yapım çalışmaları kademe kademe sürdürülmüş, en son 101 evler yapılarak 1966 yılında sonuçlandırılmıştır
09.01.1950 tarihli 5511 sayılı,06.06.1952 tarihli ve 5948 sayılı yasalar çıkarılmıştır. (Her iki yasa 27.10.1988 tarih ve 3488 sayılı kanunla yürürlükten kaldırılmıştır.) Yapım çalışmaları kademe kademe sürdürülmüş, en son 101 evler yapılarak 1966 yılında sonuçlandırılmıştır
Yunan işgali öncesindeki devirlerde, Rumlarla Türkler arasında ihtilaf olmamış, bazı konularda karşılıklı yardımlaşmalar olmuştur. Rumlarda inşaat, ebelik, hekimlik, eczacılık gibi tahsile ihtiyaç duyulan meslek sahipleri daha fazla iken, Türklerde ziraat, demircilik, tabaklık (deri işleri) daha fazladır. O yıllarda, Rum evlerinin hemen hemen hepsinde kütüphane vardır. Gördes'te Rum çocukları için bir ilkokul vardır.
Orada tamamen fen ilimleri okutulur. Okulu bitiren çocuklar İzmir'e gidip okur, sonra Gördes'e dönerler. Bu bakımdan arada belirli bir fark ortaya çıkar. Avrupa ile de devamlı ilişkileri vardır. Rum evlerinde koltuk, masa, sandalye varken, Türk evlerinde ise bulunmazdı. Çünkü gayrimüslim olan Rumlara benzememek esastır. Bizde ise koltuk yerine sedirler kullanılırdı. Gördes'te Rum nüfusu ne kadardı?
Orada tamamen fen ilimleri okutulur. Okulu bitiren çocuklar İzmir'e gidip okur, sonra Gördes'e dönerler. Bu bakımdan arada belirli bir fark ortaya çıkar. Avrupa ile de devamlı ilişkileri vardır. Rum evlerinde koltuk, masa, sandalye varken, Türk evlerinde ise bulunmazdı. Çünkü gayrimüslim olan Rumlara benzememek esastır. Bizde ise koltuk yerine sedirler kullanılırdı. Gördes'te Rum nüfusu ne kadardı?
Bu misale karşılık sonradan bazı Rumlarla dostluklar bozulur. Çünkü Yunan işgali sırasında bir kısım Rumlar onlara yardım etmişlerdir. Özellikle rahat yaşayan ve Türklere dost görünen bir kısım Rumların Gördes'i işgal eden Yunan askerlerini Yunan bayrakları ve çiçeklerle bayram havası içinde karşılamaları ilk soğukluğu oluşturmuştur.
Türkler acı ve matem içindeydiler. Yerli Rumların işgalcilere yardım etmeleri, Türkler aleyhine muhbirlik yapmaları sonucu bazı Türklerin dayak, işkence ve kötü muameleye uğramaları, Türklerden misilleme ile karşılık görmüş ve ilişkiler kötüleşmiştir. Rumlar zamanla Gördes'te barınamaz oldular. Bilhassa İnönü zaferinin kazanılmasından sonra sayıları 1500 civarında olan Rumlar korkuya kapılmış ve Yunanistan'a göç etmeye başlamışlardır.
20 Mayıs 1921'de Gördes'in yakılmasından önce Gördes'te artık bir tek Rum kalmamıştır.
Türkler acı ve matem içindeydiler. Yerli Rumların işgalcilere yardım etmeleri, Türkler aleyhine muhbirlik yapmaları sonucu bazı Türklerin dayak, işkence ve kötü muameleye uğramaları, Türklerden misilleme ile karşılık görmüş ve ilişkiler kötüleşmiştir. Rumlar zamanla Gördes'te barınamaz oldular. Bilhassa İnönü zaferinin kazanılmasından sonra sayıları 1500 civarında olan Rumlar korkuya kapılmış ve Yunanistan'a göç etmeye başlamışlardır.
20 Mayıs 1921'de Gördes'in yakılmasından önce Gördes'te artık bir tek Rum kalmamıştır.
Osmanlı devletinde gayrimüslimler, askerlik yapmazlar, sadece vergi verirlerdi. Buna karşılık son yüz yılını savaşlarla geçirmiş Türk milleti, sürekli yetişkin erkek nüfusunu kaybetmiştir. Tarlalarını ekip biçemeyen, giderek fakirleşen Türkler, ellerindeki mülkleri satmaya başlarlar. Bunları satın alabilen, insan kaybına uğramamış, eğitimi nispeten iyi Rumlar giderek zenginleşirler. Bu zenginlik onlara daha iyi eğitim imkânları sağlar.
Avrupa ile olan temas kolaylığı ise, bu gelişimi hızlandırır. Bizde ise, genç, üretken ve nispeten eğitilmiş erkek nüfus, giderek azalır. Bunların çocukları ise artan fakirlik ve cehalet ile karşı karşıya kalırlar. Rumlarla aramızdaki fark ise giderek büyür. Devletimiz güçlü iken avantaj olan bazı uygulamalar, zayıflayınca tersine işlemeye başlar. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda, 13 milyon olan toplam nüfusunun ancak 3 milyonu erkek idi.
Avrupa ile olan temas kolaylığı ise, bu gelişimi hızlandırır. Bizde ise, genç, üretken ve nispeten eğitilmiş erkek nüfus, giderek azalır. Bunların çocukları ise artan fakirlik ve cehalet ile karşı karşıya kalırlar. Rumlarla aramızdaki fark ise giderek büyür. Devletimiz güçlü iken avantaj olan bazı uygulamalar, zayıflayınca tersine işlemeye başlar. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda, 13 milyon olan toplam nüfusunun ancak 3 milyonu erkek idi.
Bu bölümde güzel Gördes'in Yunan askerlerince yakıldığı büyük yangın felaketinin birkaç gün evveli, yangın günü ve hemen sonrasını gözler önünü sermek istedik. Kaynak olarak da o günleri yaşamış, her olayın içinde fiilen bulunmuş, idareciliği sebebiyle de her şeyden haberdar olmuş, o zamanki Demirci Kaymakamı İbrahim Ethem Akıncı'nın tuttuğu günlüklerden faydalanarak yazdığı "Demirci Akıncıları" adlı kitabı aldık.
Hiçbir değişiklik yapmadan, sadece bazı kelimeleri günümüz Türkçesine çevirerek aynen yer veriyoruz. Bu kitabı bu güne kadar ancak bazı meraklı insanlarımızın okuduğunu düşünerek, bu ibret ve dehşet dolu, Gördes'in kaderini etkileyen günleri daha geniş kitlelere ulaştırmayı millî ve vicdanî bir görev bildik (A-3).
Hiçbir değişiklik yapmadan, sadece bazı kelimeleri günümüz Türkçesine çevirerek aynen yer veriyoruz. Bu kitabı bu güne kadar ancak bazı meraklı insanlarımızın okuduğunu düşünerek, bu ibret ve dehşet dolu, Gördes'in kaderini etkileyen günleri daha geniş kitlelere ulaştırmayı millî ve vicdanî bir görev bildik (A-3).